Faşist TC devletinin siyasi unsurları, katliamcılığı temel politik hat olarak örgütlemiş, siyasal düzenini ve yönelimini katliamlar üzerinden şekillendirmiştir. Türkiye ve Kürdistan coğrafyasında yaşanan katliamların, tarih boyunca failleri mevcut iktidarlar olmuştur. Bu gelenek, politik yönelimde istikrarı kendi çıkarları ve egemenliklerini koruma bahanesiyle bozulmamıştır. Dersim, Çorum, Maraş, Sivas, Gazi, Roboski, Sur, Cizre, Nusaybin, Şırnak, Suruç, Ankara, Diyarbakır’da yaşanan katliamlar, devletin katliamcı geleneğinin en önemli örnekleridir.
19 Aralık 1978’de, Maraş’ta başlatılan ve 26 Aralık’a kadar devam eden, Alevi-Kürt Katliamı; dönemin siyasi iktidarı ve kontrgerilla güçleri tarafından örgütlenmiştir. Bu katliamda yüzlerce insan katledilmiş, bölgenin demografik yapısı değitirilmiş, binlerce Kürt ve Alevi, bu katliam sonrası, topraklarından, kültürlerinden zorla uzaklaştırılmıştır.
Katliamlara, işçi sınıfı ve ezilen halklar üzerindeki baskı ve sömürü düzenine karşı gelenler de toplumdan tecrit edilmeye çalışılarak, hapishenelere konulmuştur. Hapishanelerde de bu karşı koyuşu engelleyemeyen devlet, çözümü yine katliam ile çözmeye yönelimiş, F Tipi hücre dayatması ile 19 Aralık 2000’de onlarca hapishanede, 30 devrimci tutsağı zehirli gazlar ve silahlarlarla saldırarak katletmiştir.
Maraş Katliamı’nın 41. , 19 Aralık Katliamı’nın 19.yılında açığa çıkan devlet geleneğini, bir nişan madalyası gibi günümüzde taşıyan AKP-MHP faşizmidir. Bu katliamcı zihniyetin tarihsel ortağı, uygulayıcısı ise CHP’dir.
Katliam devletine karşı birleşik devrimci mücadele
Faşist T.C Devleti, katliamlarına sınır ötesi operasyonlarda atılan bombalar, Kürt köylerinde düzenlenen askeri baskınlar, Alevi evlerine atılan çarpılar, hapishanelerde ölüme mahkum ettiği hasta tutsaklar ve hergün en az on kişinin öldürüldüğü işçi ve kadın cinayetleri ile devam ediyor. Bu katliamları gerçekleştirmek, AKP-MHP faşizmi açısından beka sorunu haline gelmiştir. Devrimciler ve bu katliamlarda hedef alınan kitleler içinse artık direnişten başka hiçbir seçenek kalmamıştır.
İşçi sınıfı ve ezilen halkların tarihinde, unutulmaz bir yer alan katliamların hesabını sormak ve katliam- imha politakalarını durdurmak ancak birleşik devrimci mücadele ile mümkündür.
Hapishanelerde sayısı onbinleri geçen devrimci tutsaklar, işyerlerinde, fabrikalarda, sokaklarda milyonları bulan işçiler ve kadınlar, kültürleri ve kimlikleri ile yaşamayı isteyen Kürt’ler, Alevi’ler için ortak mevzi birleşik devrimci mücadeledir. DKP/BÖG olarak birleşik devrim mücadelesi saflarında; ötekileştirilen ve faşizmin hedefi haline gelen kitlelerle birlikte, bu kanlı tarihi zafer tarihine dönüştüreceğiz. Yaşanan katliamları sorumlularından hesap soracağız! Direniş, zaferi getirecek! İşkencelere, katliamlara ve faşizme karşı direnenler kazanacak!
Kahrolsun Faşizm, Yaşasın Birleşik Devrim Mücadelemiz!
Devrimci Komünarlar Partisi/Birleşik Özgürlük Güçleri
19 Aralık 2019