Dünyanın her yerinde patriyarkal kapitalizme karşı mücadelenin yükseldiği, öfkenin kadın düşmanı sisteme karşın harmanlandığı bir dönemdeyiz. Kadınlar, LGBTİ+lar artık erkek egemenliğine, heteroseksizme, faşist, gerici iktidarlara ve krize karşın isyan örgütlüyor. Kadın cinayetleri, gün be gün zorlaşan yaşam koşulları, yoksulluk, sömürü ve işsizliğin yanı sıra bu sene 8 Mart’ı AKP-MHP faşist iktidarının kâr ve talan hırsının, rantçılığının ve neoliberal politikalarının yarattığı enkazla karşılıyoruz. Yaşananların depremin sonucu değil; iktidarın insan yaşamını hiçe sayan politikalarının bir sonucu olduğunu biliyoruz! Bize yaşattıkları “cehennemin” onların eseri olduğunu biliyoruz!
Şiddetin özellikle de erkek şiddetinin sürekli üreticisi ve örgütleyicisi AKP-MHP faşist iktidarının onbinler yardım beklerken savurduğu tehditlerle, talan olmuş şehirlerden acıyla yükselen isyan sesleriyle, dayanışmanın dahi devlet eliyle gasba dönüştürülmesiyle, mültecilerin açık hedef haline getirilmesiyle, başta kadın ve kadın+ların ihtiyaç ve güvenliklerinin görmezden gelinmesiyle, deprem bölgesinden sağ kurtulan çocukların cihadist tarikat ve derneklere kaçırmasıyla, depremin ilk günlerinde dahi devam eden işgal saldırılarıyla karşılıyoruz bu 8 Mart’ı! Tüm yaşananların, kaybedilen her canın, yıkılan her tuğlanın, taşın ağırlığını öfkemize katıyoruz, bu öfkeyi götürüyoruz bu sene alanlara! Bize yası, acıyı dayatanlara karşı büyüttüğümüz öfkeyle alanlara çıkıyoruz, mevzilere koşuyoruz!
Bu 8 Mart’ı tuttuğumuz yasın değil; büyüttüğümüz öfkenin, isyanın, kadın dayanışmasının gücüyle karşılayacağız!
AKP-MHP faşizminin bu kirli beka savaşına rağmen, kadınlar, LGBTİ+lar dayanışmayla hayatı kurmaya devam ediyor. Bu dayanışma dünya kamuoyuna yayıldı. Dünyanın hemen hemen her yerinde halklar, ezilenler, kadınlar bu direnişi sahiplendiler. Kadınlar bu dayanışmanın aynı zamanda patriyarkal kapitalizme karşı mücadelenin bir parçası olduğunu görerek, mücadeleyi büyüttüler. Çünkü biliyoruz ki kapitalist patriyarka, her saldırıda kadınları hedef alır. Nitekim yaşanan her katliama “fıtrat” diyenler bu direnişe karşı da savaş sürdürüyor.
Ölümün her türlüsünü bize “reva” görenler, evleri, sokakları, yeryüzünü bize mezar edenler şimdi “tuttuğu defteri açacağı” günleri bekliyor! Hesaplaşalım! Yoksula bir kefeni dahi çok görürken kendi Saraylarda yaşayanlarla, failleri koruyup, katliamların önünü açanlarla, bir gecede haklarımızı elimizden almaya çalışanlarla hesaplaşalım!
Bizim defterimiz açık!
Bizim defterimizde evlerde, sokak ortasında, iş yerlerinde, enkazlarda katledilen onlarca kadının öfkesi var! Pınar Gültekin, Gülay Armağan‘ın hesabı var! Faillerden, failleri koruyanlardan, istismarcılardan, destek çıkanlardan soracak hesabımız var!
Bizim, hesabını soracaklar listemizde emeğinden çaldığınız, taciz edilen, işinden edilen, yoksullukla sınanan işçi kadınların öfkesi var! Patronlardan, erkeklerden soracak hesabımız var!
Bizim defterimizde hapislerde direnen, işkence ettiğiniz kadınların öfkesi var. Unutmadık; Sultan Seçik’in hesabı var! Kolluktan, gardiyandan, özel savaş yöntemlerinizin uygulayıcısı olanlardan, emniyet amirlerinizden soracak hesabımız var!
Bizim defterimizde eli silahlı faşistlerinizle katlettiğiniz Deniz Poyraz’ın, Evîn Goyî’nin katledilen Kürt kadınların, Ekin Van’ın ve adını sayamadığımız onlarcasının hesabı var!
Bizim defterimizde işkence ve şiddete açık hedef haline getirdiğiniz LBGTİ+ların hesabı var! Hande Kader’in, sokak aralarında katledilenlerin, iş ve ev bulamayanların hesabı var!
Daha bitmedi; erkeklerden, devlet ve patronlardan alacağımız, soracak hesabımız çok! Sokaklarda yürüyemeyen, okula gidemeyen, evinden çıkamayan kadınların; tarikatlarda, cemaat yurtlarında şiddet ve tacizle yaşayan çocukların; evladının mezar yerini arayanların; mülteci olduğu için her türlü saldırı tehlikesiyle yaşayanların, intihara sürüklenenlerin, cansız bedenlerine zulüm ettiğiniz gerillaların bir bir hesabını soracağız!
Bizim defterimizde Aynur’un kararlığı var! Eylem, İdil ve Zahide’nin cesareti var. Onbinlerce yıldır meydanlarda, cephelerde direnen, savaşan kadınlardan alıyoruz bu gücü. Sizin gibi öyle kolay pes etmeyiz!
Ne yarına ne yanınıza kalacak! Eğitip donattığınız, tırlar dolusu silahlarla, mühimmatla yardım gönderdiğiniz katliamcı cihadist çetelerin nasıl sonunu getirdiysek, kadınları köle pazarlarında satanlarla nasıl hesaplaştıysak sizin de sonunuz aynı olacak! Yeryüzünü faillere, katillere, kadın düşmanlarına, faşistlere dar edeceğiz! Aldığınız her canın hesabını sormadan size nefes aldırmayacağız!
Tüm kadınlara LGBT+lara çağrımızdır. Aynur’un inancı ve kararlılığıyla sokak sokak, barikat barikat al-mor ateşi harlamaya feminist isyanı büyütmeye, faşizmin ve patriyarkanın bize karşı açtığı savaşa karşı silahlanmaya çağırıyoruz.
Yaşasın 8 Mart!
Jin, Jiyan, Azadi!
Yaşasın Feminist İsyanımız!
KKB/KÖG
8 Mart 2023
