“İnsan bir kere yaşar, bir kere ölür. Devrimci ikisini de doğru yapandır”
Ulaş Bayraktaroğlu
Yeryüzünde eşitsizliğe, adaletsizliğe ve zulme karşı ilk bas kaldiran adsız savaşçıların komün özleminden devrim ve sosyalizm mücadelesine evrilen sınıf savaşımı tarihi aynı zamanda bir feda kuşağının da tarihidir. İktidar gücü karşısında, özgürlük gücünün teslim alınamaz direnişlerini yaratan, diz çökmeyenlerin tarihidir. Bu tarih kararlılığın, cüretin, zafere olan inancın tarihidir.
“Biz düşeceğiz fakat bizden sonra bu kavga mutlaka sürecek. Nasıl binlerce yıldan beri sürdüğü gibi. Thomas Müntzer’lerden, Şeyh Bedreddin’lerden bu yana sürdüğü gibi. Mahir Çayan’lardan, İbrahim Kaypakkaya’lardan Deniz Gezmiş’lerden bu yana sürdüğü gibi…” Orhan Yılmazkaya’ nın Bostancı direnişindeki bu sözleri, teslim olmayan bir feda kuşağının layığı olanların sadece kayıtlara değil, aynı zamanda tarihe geçtiğinin de özetidir.
Partimiz kuruluşunun sıcak savaş alanlarında gerçekleşmesi ve kendisini bu savaşın içerisinde konumlandırması, sınıf savaşımı tarihinde hangi temsiliyetin taşıyıcısı olduğunun da göstergesidir. DKP/BÖG kendisinden önce teslim alınamayan direniş geleneğini yaratanların ayak izlerinin takipçisi, günümüzde bu direnişi sürdürenlerin siper yoldaşı, birleşik devrimin kurucu yapılarındandır. Partimizin kısa tarihi ve önder kadrolarımızın devrimci savaş alanlarında ölümsüzleşmesi parti pusulamızın zafere kilitlenmesinden gelmektedir. Bu kararlılık ölümsüzlerimizin izinde zafer gücümüzdür. Ölümsüzlerimizi anmak, birleşik devrimci savaşı büyütmekten; ölümsüzlerimizi yaşatmak, dağlardan barikatlara faşizme diz çöktürmekten geçmektedir.
Bu hedefe kilitlenen partimizin ve ölümsüzlerimizin ilk öncüsü olan Bedrettin Akdeniz’in (Ekin İnce Memed-Suphi Şoreş) Kobane düştü düşecek denilen günlerde attığı adım tüm savaşçı yapımızda ve partimizde kesintisiz devrimci savaşı tayin etmiştir. Mahir Arpaçay (Tamer Arda) bu çizgide ısrarı vurgulamıştır. Aziz Güler (Rasih Kurtuluş) Rojava komutanlığı ile partimizde devrimci savaşın ilk öncü ve önder kadrosu olmuştur. Eylem Ataş (Cemre Heval) kadınların kurtuluşuna yol göstermiştir. Robin Agiri parti saflarımıza Enternasyonel kimliğiyle enternasyonel devrimciliğe komünarca katılmıştır. Muzaffer Kandemir (Doğan Kırefe) işçi sınıfının öncü savaşçısı olmuş, proleter devrimciliği partimizde güçlendirmiştir. Özge Bali (İdil Güler), Cenk Kılagöz (Cömert Nazif Efe), Yusufbaş Akay (Cihan Efe), Asiye Özlahlan (Zahide Rosa Suk) beraber savaştıkları cenk meydanında ortaya koydukları kararlılık ve fedai ruhla partimizde kadro çizgisini netleştirmişlerdir. İbrahim Tufan Eroğluer (Hasan Ali) devrimciliğin nasıl çelikleşeceğini partimize anlatmıştır. Hüseyin Cem Özdemir (Bayram Ali Akdeniz) ve Görkem Tuğal (Nurhak Cem) sömürgeciliğe ve işgalciliğe karşı direnişte partimizin sloganı olmuşlardır. Gökhan Taşyakan (Ulaş Adalı) birleşik devrimin kurmaylığını örgütlemek için ilk öncülerimizden, partimizin birleşik devrim komutanıdır. Barış Mustafa Kalafat (Mehmet Ali Kasırga) birleşik devrimin partimizdeki ilk gerilla öncüsüdür.
Ve Kobane’den, Serakaniye’ye, Rakka’ ya kadar her cephede savaşan, komuta eden, IŞİD’in merkezine zafer taşıyan, Tekelden, IMF’ye, Nato karşıtı direnişlerden Gezi’ye kadar her yerde en önde dövüşen, Türkiye devrimci önderlerinden ve partimizin atılım önderi Ulaş Bayraktaroğlu (Mehmet Kurnaz) parti çizgimizi, kadro terazimizi, savaşçı yapımızı ve devrimci önderliğin anlamını inşa etmiştir.
Ölümsüzlerimizin devrimci yaşamları, tüm savaşçı yapımızın ve partimizin devrim anahtarıdır.
İşçi sınıfı ve ezilen halklara, ölümsüzlerimize ve ailelerine sözümüz ZAFER’dir.
Ölümsüzlerin izinde öncüleşecek ve mutlaka kazanacağız!