Amed zindanlarındaki işkence ve vahşet anlaşılmadan 14 Temmuz ölüm direnişçilerinin görkemli özgürlük yürüyüşü anlaşılamaz. Amed zindanlarında zulüm ve işkence görüp zulümden sağ kurtulan her devrimcinin benzer ve değişmeyen cümlesidir. “Biliyorum ki anlatılanlar yine de yaşananları tam olarak yansıtmaktan çok acizdir. “ Bu nasıl bir vahşettir ki? Dil ve kelimeler yaşananlar karşısında aciz ve çaresiz kalııyor. Nasıl bir zulüm dir ki yıllar geçmesine karşın anlatımlar hep eksik ve yarımdır.
Onurunu ve insani değerlerini korumak isteyenlere ölümden başka bir seçeneğin bırakılmadığı bir zindandan bahsediyoruz. Ulusal-sınıfsal-inançsal-cinsel kimliklerin ayaklar altına alınarak ezilip yok edilmek istenen bir zindandan bahsediyoruz. Yani amed zindanlarından bahsediyoruz. 12 Eylül askeri faşist diktatörlüğünün ağır hükmü altında ölümüne direnen KEMAL PİR, M.HAYRİ DURMUŞ, ALİ ÇİÇEK, AKİF YILMAZ dan bahsediyoruz. Ölümsüz direnişçilerden bahsediyoruz.
Faşizmin acımasız vahşet dalgasının cehennemi bir sessizlik yarattığı zindanlarda sadece işkence ve çığlık seslerinin duyulabildiği zamanda onurlu yiğit dört devrimci bedenlerini ölüme yatırarak özgürlüğün ve direnişin ismi ve sembolü oldular. Ölüme öyle bir sarıldılar ki geride yaşayan yoldaşlarına yaşamdan başka bir şey kalmasın dediler.
14 temmuz direniş ve kavga tarihidir. Zulmün kalelerinde direniş ve özgürlük bayrağının çekildiği gündür. 14 Temmuz direnişçileri faşizmin kalbine saplanan mermi oldular. Sonsuzluk yolculuğunda “Bırakın arkadaşlarımızın arasında öleyim. İlk ölen biz olmalıydık. ” diyen tepeden tırnağa enternasyonalist ruhla dolu olan Kemal Piri asla unutmayacağız.
Bütün bilgi ve becerisini, devrimci yeteneklerini son sınırına kadar halkının özgürlüğüne adamasına karşın görevlerini tam olarak yerine getiremediğini ifade eden “Öldüğümde mezar taşıma bu halkına karşı borçlu öldü “ diye yazılmasını vasiyet eden M.Hayri durmuşu asla unutmayacağız.
Kemal Pir arkadaşın en çok güvenip “Bizim kızıl yıldızımız” dediği Ali Çiçek. Faşizme büyük vuruşu yapan Kürt halkının kararlı evladıydı. Amed zindanlarında faşizme dördüncü büyük vuruşu yapan Akif Yılmaz arkadaş oluyor. Cellatlarına suratına “ Siz insan değilsiniz” sözü anılarımızda hep taze kalacaktır.
Amed zindanlarında ağır işkence altında vahşet koşullarından kurtuluş 14 Temmuz direnişçilerinin devrime ve özgürlüğe bağlılığına borçludur. Dörtlerin ölçü tanımaz fedakarlıkları, yiğit bilgelikleri sayesinde işkenceden kurtuluş gerçek oldu. Onların kararlılıkları yıkılmaz iradeleri sayesinde kurtuluş yolu açıldı, karanlıklar parçalandı.
Zulüm nasıl ki yaşadığımız topraklarda son bulmadı. İşkence ve direniş 14 Temmuzda son olmadı. Tarih akarak yaşayarak devam etti. Zindanlarda direnişler de devam etti. 1996 yılının mayıs ayında çıkarılan kölelik genelgesine karşı Bayrampaşa da görkemli ölüm orucu direnişi sonucu 12 devrimci ölümsüzleşti.
ÖLÜM ÖLÜR, DİRENENLER ÖLMEZ.
Zindanlar faşizmin niteliğini gösteren boy aynasıdır. Faşizmin yüreği ve yüzü pislik ve rezalettir.Dili çirkindir. İşkence ve zulüm altında ölümün başkalarına kalmadığı bir dünya için direnip yaşamlarına son verenler ölümsüzdür. İnsanca onurlu bir yaşam için ölümden başka yolun kalmadığı zamanda direnen devrimciler onurumuzdur.
14 TEMMUZ ve 1996 BAYRAMPAŞA ÖLÜM ORUCU DİRENİŞÇİLERİ ÖLÜMSÜZDÜR.
HBDH YÜRÜTME KOMİTESİ
TEMMUZ 2018