93’de Madımak otelinde gerçekleşen bu katliam Türkiye’nin ne geçmişinden ne de geleceğinden uzak değildir. Katliamcı bir devlet geleneğinin devamını işaret etmektedir. Öncesinde yaşanan Dersim, Maraş gibi katliamlar sonrasında Roboski, Suruç, Ankara gibi katliamlarla devam etmiştir. Burada sadece katliamın coğrafyası değişmiş, hedef alınan daima ezilen halklar, devrimciler, Aleviler ve Kürtler olmuştur.
Katliamların faili AKP-MHP Faşizmidir
Saydığımız ve saymayla biteremeyeceğimiz kadar çok katliamı gerçekleştiren iktidarlar ve onun özel savaş yöntemleri aynıdır. Dün Dersim, Maraş, Sivas katliamlarını gerçekleştirenlerle bugün yakın tarihimizde Roboski, Suruç, Ankara katliamlarını gerçekleştirenler aynı kandan beslenmektedir. Bu kanda hepimizin canı, kardeşi, akrabası, komşusu vardır. AKP-MHP faşizmi de bu katliamcı çizginin devamcısıdr. İktadarındaki vekilleri, bakanları bu katliamları gerçekleştirenler ve baş sorumlularıdır. Failleri bir türlü bulunamayan bu katliamların sorumluları AKP-MHP faşizminin koltuklarında oturmaktadır.
Hedef Halkların Birleşik Devrim Mücadelesidir
Bu katliamlarla Alevi ile sünni, Kürt ile Türk’ün kardeşliği dinamitlenmiş, halkların istediği birlikte yaşam bombalanmıştır.
Sivas Katliamı Türkiye haklarına bir çığlık, Roboski Katliamı bir haykırış olmuştur. Bu iki katliamda da Türk Devlet geleneğinin saldırı hedefini iyi anlamalı ve artık hedef olmamalıyız. Ne Aleviler ne de Kürtler tek başına bu saldırıların hedefi değil, bir bütün olarak ezilen halklar bu saldırıların, katliamların hedefidir.
Halkların birleşik devrim mücadelesi tam olarak bu şekilde hedef alınmış, durdurulmaya, yok edilmeye çalışılmıştır. Barış’ın ve özgürlük mücadelesinin yükseldiği her anda hedef sokaklarda, meydanlarda bu sesi yükselten dini, dili, ırkı farketmeksizin bir araya gelen halklar olmuştur.
Hedef Kadınların Birleşik Devrim Mücadelesidir
Katliamlar ile kadınlar konuşamaz hale getirilmeye, kadın kimliği de yok edilmek istenmiştir. Bundandır ki yaşanan katliamlarda en ağır işkenceler kadınlara yapılmış, kadınlar taciz ve tecavüze uğramıştır. Sokaklarda kadınların cansız bedenleri sürüklenmiş, cansız bedenleri yine günlerce sokaklarda bekletilmiştir.
En ağır küfür ve hakaretler kadınlara yapılmış, kadınlar ölümden öte hiçleştirilmeye, Türk anaları ve Kürt anaları aynı topraklarda düşmanlaştırılıp, kadın dayanışması parçalanmaya çalışılmıştır. Tüm bu uygulamalar karşısında kadınlar için bir var olma kavgası başlamış ve devam etmektedir.
AKP-MHP Faşizmine Hedef Olma, Hedef Al
Katliamların ve halklara karşı en hukuksuz yöntemlerin uygulayıcıları şuan iktidarda olan AKP-MHP faşizminin devamcısı olduğu devlet geleneğidir.
Faşizm varlığını halkların kanını içerek sürdürmektedir.Ve yeni katliamları ile halkların varlığını tehdit etmeye devam edecektir.
AKP-MHP faşizmine karşı tek seçenek, tek yol hedef olmamak, hedef almaktır. Teslimiyetle değil direnişle, savunmada da değil taaruzda cevap vermeli AKP-MHP faşizminin sonunu getirecek, Sivas Katliamı başta olmak üzere tüm katliamların hesabını soracak birleşik devrim hareketini örgütlemeli ve büyütmeliyiz. Bu görev hepimizindir.
Yaşasın Halkların Birleşik Devrim Hareketi
Yaşasın Kadınların Birleşik Devrim Hareketi
Sivas’ın Hesabını Zaman Aşımına Bırakmayacağız!
Kahrolsun Faşizm, Yaşasın Birleşik Mücadelemiz!
Mutlka Kazanacağız!Ya ZAFER, Ya ZAFER!
Kadınların Birleşik Devrim Hareketi