Aylardır ve yıllardır hazırlığı yapılan Suriye’ye askeri müdahale hazırlığı nihayet pratiğe dönüştürüldü. 24 Ağustos günü Türk ordusu tanklar ve savaş uçakları eşliğinde sınırı geçerek Cerablus’a girip işgal etti. Böylece Cerablus sözde DAİŞ’ten kurtarıldı ve AKP-TC güdümündeki ÖSO’ya bırakıldı. Şimdi bu uydurma operasyonun propagandası yapılıyor. Bir tek kurşun bile sıkmamış olan Mehmetçiğin ve ÖSO’nun “Kahramanlığı” anlatılmakla bitirilemiyor.
Bu konuda öncelikle şunu görelim: Üç gündür bir Cerablus operasyonundan söz ediliyor, ama ortada bir tek çatışma bile bulunmuyor. Türk tanklarının, Mehmetçiğin ve ÖSO güçlerinin boş Cerablus sokaklarına girdiği TV ekranlarında açıkça görülüyor. Peki bu ne biçim operasyon ve Cerablus’u elinde tutan DAİŞ çeteleri nerede? Belli ki önceden bırakıp gitmişler. Yani ortada bir askeri operasyon yok, anlaşma temelinde DAİŞ çetelerinin çekilip yerine ÖSO güçlerinin yerleştirilmesi var. Yani DAİŞ ile ÖSO arasında bir el değiştirme olayı yaşanmıştır. Peki bu nasıl olmuştur? Çok açıktır ki, AKP Hükümeti ve TC Devleti ile DAİŞ arasındaki anlaşma sonucunda olmuştur. Belki de DAİŞ çeteleri sakallarını kesip ÖSO elbiseleri giyerek yerlerinde kalmıştır.
Uzun süredir AKP ile DAİŞ’in birlikte çalıştığını, AKP iktidarının DAİŞ’i her bakımdan desteklediğini, hatta Türk MİT’i ve JİTEM’inin DAİŞ’i örgütlediğini devrimci ve demokratik güçler ifade ediyorlar ve somut belgeler ortaya koyuyorlardı. Şimdi sözde Cerablus operasyonu işte bu görüşleri doğrulamış oluyor. AKP ile DAİŞ’in aynı olduğunu ve birlikte hareket ettiğini Cerablus işgali açıkça gösteriyor.
Diğer yandan, şimdiye kadar Suriye’ye yönelik hava saldırıları yapılıyordu, ancak karadan sınırı geçerek Suriye topraklarına farklı silahlı kuvvetlerin girişi ve işgal edişi olmuyordu. Bu durum ilk defa 24 Ağustos günü Cerablus işgaliyle gerçekleşmiş bulunuyor. Suriye sınırlarını geçerek toprak işgal eden ilk güç bir askeri darbe bile yapamamış olan Türk ordusu oluyor. Kuşkusuz bu işgal girişimi yeni bir durumdur. Suriye savaşında yeni bir aşamaya girilmiştir. İç çatışma ve savaştan, dış güçlerin de açıkça dahil olduğu yeni bir savaşa gelinmiştir. Türk ordusunun Suriye’ye girişi, yabancı silahlı kuvvetlerin Suriye’ye girişinin ve işgalinin önünü açmıştır. Bu, Ortadoğu savaşında yeni gelişmelere yol açacaktır.
Bu noktada ilginç olan husus, ABD Yönetiminin Türk ordusunu Cerablus’a sokma gayreti olmaktadır. Yine Tayyip Erdoğan’ın askeri Suriye’ye sokma gayreti dikkat çekmektedir. Belli ki hesap içinde başka hesaplar vardır. Suriye’de çıkmaza giren emperyalistler, bu tür yöntemlerle durumu kurtarmaya çalışmaktadır. Türkiye’de güvenliğini sağlayamayan Tayyip Erdoğan yönetimi, orduyu Suriye’ye göndererek kendini güvenliğe almak istemektedir. İçteki çıkmaz ve çözümsüzlüğünü, OHAL kapsamındaki faşist baskı ve terörünü Cirablus operasyonuyla gizlemek, Türkiye toplumunun dikkatlerini dış alanlara çekmek istemektedir.
Açık ki Suriye’deki savaş çok daha karmaşık ve sert hale gelmiştir. Türk ordusunu Suriye’ye sokmaya çalışan güçler ateşle oynamaktadır. Başta ABD olmak üzere söz konusu dış güçler bu politikadan derhal vazgeçmelidir. Türk ordusu Cerablus işgaline hemen son vermeli ve Suriye topraklarından çekilmelidir. Türk ordusunun Suriye’deki varlığı ve işgali sürdürmesi, başka silahlı güçlerin de Suriye’ye girişine yol açacaktır. Türk ordusunu ve faşist-sömürgeci iktidarı uyarıyoruz. Cerablus işgalini sürdürmesi ve Mınbıc ile Bab’ı tehdit etmesi durumunda HBDH güçlerinin de müdahalede bulunacağını ve karşısında Ortadoğu halklarını bulacağını ifade ediyoruz. Tüm Ortadoğu halklarını ve devrimci-demokratik güçlerini TC işgaline ve faşist çete saldırılarına karşı ortak mücadeleye çağırıyoruz!
Kahrolsun DAİŞ Faşizmi ve Suriye’deki AKP-TC İşgali!
Yaşasın Suriye ve Ortadoğu Halklarının Ortak Demokrasi Mücadelesi!
26 Ağustos 2016
Halkların Birleşik Devrim Hareketi (HBDH) Yürütme Komitesi