Halklarımıza,
20 Ağustos günü Dilok merkez Şahinbey ilçesi Beybahçe Mahellesinde yapılan bir Kürt düğününe bombalı saldırı düzenlendi. Biri bebek, çoğu çocuk 54 insanımız alçakça katledilirken, 30’u ağır 100’ü aşkın insanımız da yaralandı. Acımız ve öfkemiz büyük! Kürt halkımızın ve halklarımızın başı sağolsun!
DAİŞ çeteleri üstlensin ya da üstlenmesin, bu saldırının her halükarda Hitler taslağı katil Erdoğan’ın bilgisi ve onayı dahilinde, Türk MİT’i ve kontrası-gladiosu tarafından planlanıp uygulandığı kesindir. Katil Erdoğan’ın timsah göz yaşı dökmesi bu gerçeği gizleyemez. Erdoğan’ın, Dilok’taki DAİŞ yapılanmasından bahsetmek zorunda kalması da bu ikiyüzlülüğün bir ifadesidir. AKP’nin, DAİŞ’i besleyip plan, saldırı ve katliamlarında, iç ve dış politikalarında kullandığını dünya alem biliyor. Katliamlar söz konusu olduğunda baş aktör Erdoğan ve AKP’dir. DAİŞ sadece bir maşadır. Hitler vari algı operasyonlarıyla, ”PKK-DAİŞ işbirliği”nden bahsederek, katliamdan PKK’yi de sorumlu tutmaya çalışmak tam bir alçaklık örneği olduğu gibi, bir kirli şavaş yöntemidir de. DAİŞ’in bu güne kadar AKP’ye ve faşist rejime, onun her hangi bir kurumuna yönelik bir tek eylem yapmaması, bombalamaların Kürtlerin, devrimcilerin, ilericilerin ve yabancı turistlerin dışında kimseye yönelmemesi tesadüf mü? Adeta sipariş edilmelerinin ardından bu bombaların patlatılması, Erdoğan ve cuntasının DAİŞ’le işbirliğini ve asıl yönetenin kim olduğunu gözler önüne sermiyor mu?
Katliamın KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı tarafından yayınlanan ”Çözüm Deklarasyonu”ndan hemen sonra, Ceraplus’u işgal planlarının yapıldığı ve MİT Başkanı Hakan Fidan’ın Şam’da cirit attığı günlerde gerçekleşmesi tesadüf değildir. Bu katliamla hedeflenen, KCK Deklarasyonunda ifadesini bulan demokratik çözüm iradesidir. Kürt kimliğidir. Katillerin bir düğün gününü seçmeleri bunun bir ifadesidir. Hedeflenen Kürt halkımızdır. Kürt özgürlük hareketidir. Rojava devriminin kazanımlarıdır, Suriye’nin kuzeyinde hayat bulan devrimci çizgidir. AKP’ye ve faşist rejime karşı direnenlerdir. Demokrasi, özgürlük ve sosyalizm güçleridir. Alevi halkımız ve ötekileştirilenlerdir. Saldırı, halklarımızın ortak yaşama iradesinedir.
Erdoğan ve AKP kanla beslenmektedir. Amed, Suruç, Ankara, İstanbul Beyoğlu veAtatürk Havalimanı katliamlarından Dilok/Şahinbey katliamına kadar yüzlerce insan katledildi. Erdoğan ve çetesi geleceğini faşist katliamlara bel bağlamış bulunuyor. Başarısız askeri darbe girişiminin ardından OHAL’li saldırılarla, MHP ve CHP’yide dahil ederek oluşturulan ırkçı, inkarcı ve soykırımcı faşist koalisyonu kurumsallaştırmaya çalışan Erdoğan ve şurekası, kendi kitlesini sokakta tutmaya çalışırken, Kürtlere, işçi ve emekçilere, devrimcilere kısacası bütün rejim muhaliflerine sokağı yasaklamaktan da geri durmamaktadır. Katliamlarla kitle hareketini geri çekmeyi ve kitleleri korkuyla teslim almayı hedefleyen Saray cuntası, yine katliamlar ve sistemli devlet terörüyle oluşturulan mevcut durumu kalıcılaştırmaya, durumunu sağlamlaştırmaya çabalamaktadır.
Ancak boşuna! AKP için artık yolun sonuna gelindi. Mızrak çuvala sığmıyor. Başaramayacaksınız! Katliamlarınızı gizleyemezsiniz! Katil sizsiniz! Döktüğünüz kanda boğulacaksınız. Bütün bu soykırımcı katliamların sorumlusu Erdoğan, AKP ve ırkçı-inkarcı-soykırımcı faşist rejimdir. İşçisi, emekçisi, Alevisi, Kürdü, genci, kadınıyla bütün halkımız ve tüm devrimci-demokratik güçler; bu faşist rejimin katliamları ve saldırıları karşısında geri çekilmeden, her yeri direniş ve eylem alanlarına çevirelim! Alanları ve sokakları tutalım. Her alanda kendi özsavunmamızı örgütleyerek, saldırı ve katliamlara geçit vermeyelim. HBDH saflarında gerillaya katılalım, Birleşik Direniş Güçlerini büyütelim, yaşam alanlarımızı savunalım. Bize dayatılan iç savaşa hazırlıklı olalım. Hesap sorma hattında direnişi ortaklaştırıp büyüterek zafere yürüyelim!
Kahrolsun Katliamcı ve Soykırımcı AKP İktidarı ve İşbirlikçisi DAİŞ!
Yaşasın Halklarımızın Eşitlik, Adalet Ve Özgürlük Mücadelesi!
26 Ağustos 2016
Halkların Birleşik Devrim Hareketi (HBDH)
Yürütme Komitesi